Seyirci-Taraftar-Tribüncü

Herkesin 'futbol' denince aklina gelen sey ayni degildir. Haliyle herkes futboldan ayni sekilde tat almaz. Farkli farkli aliskanliklar, zevkler kendini tribünde de gösterir.

Bazisi stada sahadaki futbolu, güzellikleri, sik sutlari, estetik çalimlari görmek için gelmistir ve elinde çekirdegi, altinda gazetesiyle koltugundan kalkmak istemez.
Bazisi 90 dakika boyunca tezahürat etmekten hoslanir, takimina bu sekilde büyük destek verdigine inanir.
Bazilarinin ise sahadaki futbol, atilan-yenilen gol, transferler, taktik varyasyonlar umurunda olmaz. O orada sohbet, muhabbet, arkadaslariyla güzel vakit geçirmek ve biraz da sehrinin takimina sahip çikmak için vardir.
Seyirci için futbol ölüm-kalim meselesi degildir. Maç bitince evine döndügünde gelecek hafta oynanacak maç pek umurunda degildir ve puan tablosunu ertesi günkü gazeteden ögrenir.
'Taraftar' olanlar için futbol bir ölüm kalim meselesi degil, ondan daha da önemlidir. 90 dakika bagiran odur, deplasmanlarda o vardir, pankart açan, tartisan, yeri geldimi tepki gösteren 'taraftar'dir. Yüzünü takiminin renklerine boyar, üstüne formasini çeker, boynuna atkisini sarar ve tribünde yerini alir.
Tribüncü ise bunlardan biraz farklidir. Öyle maça pek atkiyla,formayla gelmez. Tribünde belli bir statüsü, yazili olmayan kurallara göre belirlenmis ast-üst iliskileri vardir. Alemde 'tayfa' olarak adlandirilir. Yukarida da belirttigim gibi futbol - mutbol pek umurunda olmaz. Tribünde olanlar, sahada olanlardan daha önemlidir onun için. "Disarida yasananlar" onun övünmesine ya da utanmasina sebep olur. Futbola ilgisizdir ama takimini da kimseye yedirmez. Yeri geldimi yönetimleri bile o gönderir. Herkes yolcudur,o hanci.
Kabul etmek lazim ki "istenmeyen olaylar" da da parmagi vardir, medayada "birkaç kendini bilmez" sifatiyla yer bulur kimi zaman. Dogruyu söylemek gerekirse hatalari,yanlislari da çok olur. Içlerinde tribüncülügü 'meslek' edinenleri de barindirir ve camiaya en çok zarari da bunlar verir. Ancak dogrusuyla yanlisiyla, haklarini yememek gerekir ki; hiç kimsenin olmadigi yerde onlar vardir, gerektiginde 'bedel' ödeyenler de yine onlardir. Kuskusuz bu karakter türlerinden birinin digerine maç esnasinda, misal 'bapmüdahale etme hakki fazla yoktur. Elbette karsilikli tezahüratlarda "kirmizi beyaz" a eslik etmemek ayiptir, ayaga kalkmamak Bursali olmak için yeterli sebeptir.
Öte yandan kabul ediyorum ki herkes de maç boyu bagirmak zorunda degil, bunu kabul ediyorum ve kendimle çelismiyorum. Söylemek istedigim; yillarin getirdigi aliskanliklarla artik bazi seyler de geleneklesmistir. Örnegin kale arkasi tribüne giren biri 90 dakika boyunca girtlak patlatmayi göze almalidir. Istemiyorsa kapali tribüne girebilir. Aksi takdirde kale arkasi tribüne hakim olan destekçi gruba zarari dokunur, oranin ruhuna aykiri davraniyor demektir. Tepki görür ve buna sasirmamasi gerekir.
Öte yandan 'tribüncü', 'tayfa' olarak nitelendirdigimiz, kemiklesmis, hiyerarsik kitleye mensup insanlarin maddi çikar gözetmemesi zaruridir. Bu sebepten kimi zaman tribünlerde ayrismalar, çatismalar, bölünmeler yasanabilir. "Bir tribüne para girerse,o tribün bozulur" denir ki dogrudur. Ve maalesef ülkemizdeki nesnel gerçekligi kabul etmek gerekir ki hemen hemen bütün tribünlerde maddi çikar söz konusudur, iliskiler buna göre sekillenir. Tribüncü kitlenin en büyük ve belki de asla asamayacagi zaafi budur.
***
Kendi adima konusacak olursam çogu zaman kendime "tribüncü" dedim. Benim için sahadaki futbolcunun - istisnalar disinda - pek önemi yoktu.Çünkü Antalya'yi hayatinda ilk defa Antalyaspor'la gören, Antalyaspor'a sevgisi alacagi parayla orantili olan, üzerlerindeki kutsal formayi kumas parçasindan ibaret sanan insanlara hiç tenezzül etmedim. Elbette ki Antalyaspor'u ben de çok seviyordum. Sehrimizin yegane temsilcisiydi ama tribün daha önemliydi sanki. Sahada sehrin temsilcisi vardi ama tribünde biz, Antalya'nin kendisi vardik."Tribünde ezelim, 5-0 yenilelim" derdim.
Ne kadar dogrudur bilmiyorum ama yukarida da dedim ya; kimse kimsenin futboldan nasil zevk aldigina müdahale etmemeli, herkes tribününü kendince yasasin. Yeter ki ortak paydamiz ANTALYASPOR olsun.

Yenikapili Özgür
01.05.2006